Nazım Hikmet diyor ki:
- kayadonedk
- 4 Ağu
- 2 dakikada okunur

Nazım Hikmet diyor ki:
Evlat neydi tam olarak korktuğun yer?
Canının en tatlı yeri...
Baktığın gözün,
Tuttuğun ellerin,
Yürüdüğün ayakların,
Yemeğin, suyun, nefesin,
Ona gelmesin, bana gelsin tüm acılar dediğin tek varlık...
Ben 6 Şubat 2023 tarihli depremde Malatya'da evladımı, biricik oğlumu kaybettim. Benim can parçamı benden kopardılar. Beni en korktuğum yerden, bir daha onarılmayacak şekilde yaraladılar. Aslında o gün beni de öldürdüler. Şimdi sadece nefes alıyorum ve adaletin bir an önce sağlanması için mücadele ediyorum.
Oğlum görevi sebebiyle Malatya'da bulunuyordu ve ev ararken, ailecek bölgede depremler olduğu ve yeni binaların sağlam olduğunu düşündüğümüz için yeni binalardan ev bakmasının iyi olacağı yönünde konuşmalar yaptık. Emlakçıdan “sıfır bina” diye ilanını gördüğü Trend Garden Residence isimli binadan dairesini kiralayıp oturmaya başladı.
6 Şubat günü binanın çöktüğü haberini alınca inanamadık, yeni bina nasıl çöker?.. Tarsus'tan Malatya'ya ulaşmaya çalışırken yol boyunca gerçekler önümüze dökülmeye başladı. Binanın aslında 23 yıllık, 3+1, 12 dairelik bir bina olduğu; uzun yıllar boş kaldığı; "imar barışı" denilen garabet yasadan sahte belge ile faydalanarak 1+1, 42 daireye dönüştürüldüğü ve binanın dışarıdan gelenlere "sıfır bina" diye bir yalanla pazarlanarak adeta bir tuzağa çekildikleri…
Enkaz başında 7 gün ailecek çok büyük bir umutla evladımın canlı çıkmasını bekledik. Kardeşim ve yeğenlerim gece gündüz enkaz başında dişleriyle, tırnaklarıyla çalıştılar; ancak nafile... Vinç yok, hilti yok, demir kesme makası yok, moloz taşıyacak kova yok, organize çalışan kurtarma ekipleri yok... Yok, yok, yok. Yardım istemek için aradığımız bir yetkiliye “5 gün oldu, hâlâ etkin bir çalışma yok” dediğimizde, bize binada canlı olmamasına rağmen “enkaz popüler” olduğu için çalışmaya devam edildiğini söyledi. Bunu adeta şükretmemiz gerekir gibi dile getirdi.
Evladımı 12 Şubat gece 23.30’da çıkartabildik. Yedinci gün…
Ölüm sebebi: Göğüs batın basısına bağlı asfiksi.
Ölüm tarihi: 6 Şubat 2023, ilk deprem.
İnsan neye şükreder?
Canımızı o kum yığınından çıkartabildik diye şükrettik.
İlk depremde ölmüş, günler boyunca o kum yığınının altında acı çekmemiş diye şükrettik.
Bulduk, evimize götürebildik, defnedebildik, bir mezarı var diye şükrettik.
Ben bunları neden yaşadım?
Biz bunları neden yaşadık?...
En hafif tabirle ahlaksız, vicdansız, insanlıktan nasibini almamış yaratıkların para, çıkar hırsı yüzünden. Bu kadar net.
Ve şimdi adaletin bir an önce gerçekleşme zamanı.
Neredeyse 30 ay oldu. Verilen ceza değil ödül!
Hapse giren tek kişi yok, pek çok sorumlu beraat etti, kamu görevlileri hâlâ yargılanmıyor.
Adalet Bakanı sürekli söylüyor: “Geç gelen adalet, adalet değildir.”
Ama sanki en yetkili o değilmiş gibi adalet sürekli gecikiyor.
Ben adaletin sağlanması için mücadele etmekten hiç vazgeçmeyeceğim.
Çevremde “Üzme kendini, yıpratma, düzen böyle, hayırlısı böyleymiş, oluruna bırak, kader, kısmet…” vs. gibi sözde teselli cümleleri kuranlar var.
Ben evladımı, yiğidimi kaybetmişim. Bundan daha büyük bir acı yok.
Bunu yaşamayan anlayamaz (umarım kimse anlamak zorunda kalmaz).
Tüm çabam; benim gibi başka anneler yanmasın, başka evlatların hayatı solmasın diyedir.
Verilen hiçbir ceza evladımı geri getirmeyecek, bunu biliyorum.
Ancak bu düzene ses çıkarmadan, “kader” diye bir kabulleniş de beni bu ahlaksız yaratıkların işbirlikçisi yapar ki ben bunu asla kabul etmiyorum.
Serpil Kurt
(6 Şubat Depremleri'nde Evladını Trend Garden Residence Binasında Kaybeden Bir Anne)
Comments